BOYNER Yayınları’ndan şu mesajları içeren bir davet geldi: ·
• Stratejiler değişir, peki ya değişmeyen yasalar? Kim olursanız olun, hangi sektörde çalışırsanız çalışın, hayatınızda derin izler bırakacak evrensel yasalarla tanışmaya hazır mısınız?
• Boyner Yayınları aracılığıyla Türkiye’de henüz okuyucularla buluşan Steven Bartlett’in “Bir CEO’nun Günlüğü” kitabından ilham alarak, iş ve yaşamın temelini oluşturan, kitaba konu olan 33 değişmez yasa üzerine bir sohbete davetlisiniz.
• Bu özel etkinlikte, Boyner Grup Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Cem Boyner’in ev sahipliğinde, FutureBright Grup Kurucusu Akan Abdula ile başarının ve sürdürülebilirliğin sırlarını birlikte keşfedeceğiz.
Sohbette Akan Abdula, “Bir CEO’nun Günlüğü” kitabından alıntılarla sorular sordu, Cem Boyner yanıtladı. Boyner, sohbette yanıtlara şu mesajla girdi:
– Dünkü formülle bugünün problemi çözülemez. İtiraz kültürünü geliştirmek, insanlara bildiklerini unutturmak lazım.
Suyun kaynama derecesi örneğini verdi:
– Suyu 99 dereceye kadar ısıtırken dünya kadar enerji harcıyorsun, bir şey olmuyor. 100 dereceye çıkınca buhar oluşuyor, o buhar koskoca gemiyi hareket ettiriyor.
Ardından ekledi:
– Artık çözüm üretemezsem yeni formül deniyorum. Onu üretemezsem paradigmayı değiştirmeye çalışıyorum. Ben dağa gidemezsem, dağın bana gelmesine uğraşıyorum.
Taksitli kart, koşulsuz müşteri mutluluğunun ilk hayata geçirildiği günlere döndü:
– Başkasının “absürdü” senin normalin olabilir. Yani, taksitli kart absürt müydü? Hayır, değildi. Koşulsuz müşteri mutluluğu absürt müydü? Hayır ama dışarıdan ilk bakana absürt geliyordu.
Şu noktanın altını çizdi:
– Dünyadaki bugüne kadarki hiçbir buluş makul insanlardan çıkmadı. Buluşlarda ille de bir itiraz, bir meydan okuma var.
Yıllar öncesinden bir mağaza örneğine uzandı:
• Çok uzun süre Güneyde bir tatil kentinde marinada mağaza açma peşinde koştuk. 6-7 yıl sonra bayilik modeliyle muhteşem bir mağaza açtık. 5-6 ay geçti, bir müşteri mektubu geldi. Çok şikayetçi, kendisine çok kötü davranıldığını bildiriyordu.
• Müşteriyi aradım, bizzat özür diledim. Kabul etmedi, “Beni gerçekten üzen ve berbat hissettiren o mağazadaki hanım arayıp özür dileyecek” dedi. Bayimiz olan hanımefendiyi aradım, özür dilemesini istedim, “Öldürseniz özür dilemem” yanıtı verdi.
• Bir ay sonra bayiliği sonlandırıp mağazayı kapattık. Orada bir daha mağaza açmadık ama şirketimizi, markamızı kurtardık. Gerçekten müşteri memnuniyetinin lafta kalmadığını ispatladık.
Alışverişte müşterilerinin elini en çok titreten duygu üzerinde durdu:
– Müşteri bir ürünü alırken, “Ya fi yat indirimine girerse? Ya benim aldığım fi yat yüksek kalırsa?” diye düşünür, eli titrer. Biz de bunu dikkate aldık, “Aldığın ürünün fiyatı 30 gün içinde indirime girerse aradaki farkı ödeyeceğiz” uygulaması başlatmayı planladık.
Amazon’un bu uygulamayı “prime” (önemli) müşterileri için yaptığına işaret etti:
– Bu uygulama için çok ince hesap yaptık. Sonra, “Doğru olan buysa hesabı yapılmaz” diye düşündük. Uygulama hayata geçtiğinde perakende sektöründe devrim etkisi yapacağına inanıyoruz.
Boyner Yayınları Direktörü Zeynep Çelik’in aktardığı bilgiye göre Steven Bartlett’in “Bir CEO’nun Günlüğü” kitabının 41 ülkedeki satışı 1 milyona yaklaşıyor.
Cem Boyner’in kitaptan yola çıkarak Akan Abdula ile yaptığı sohbette verdiği mesajlar, başta perakende sektörü olmak üzere iş dünyası için önemli dersler içeriyor…
‘A planı’nız olsun ama ‘B planı’ asla hazırlamayın
Akan Abdula, Cem Boyner’e sordu:
– Barlett, kitabında, “Yeri geldiğinde gemileri yakacaksın” diyor. Ben bu aralar kriz kaynaklı belirsizlik ortamında “A, B hatta C planınız olsun” tavsiyesinde bulunuyorum şirketlere. Cem Boyner bu konuda ne düşünüyor?
Boyner, şu yanıtı ve mesajları verdi:
– “İki tavşanı kovalayan, ikisini de yakalayamaz” diye bir Rus atasözü var ya…
Şirketlerimde “B planı veya C planı oluşturduğunuz an, A planı çöker. Çünkü yedeğiniz var” diyorum. Yani, can simidi, dalgıç elbisesi, suya atlamaya hazırlıklı olmak gibi…
“B planı”nın opsiyon tutmak anlamına geldiğinin altını çizdi:
– Opsiyonlar pahalıdır. Örneğin, İzmir’e uçacağım. Uçak bileti alıyorum ama B planı olarak otobüs bileti alayım, C planı olarak deniz yoluna bakayım… Bu çok pahalı bir yöntem. Kimsenin bu kadar zengin olduğunu sanmıyorum. Birini seçip, onun parasını ödersiniz.
“A planı” varken asla “B planı” yapılmaması gerektiğini savundu: – Daha da önemlisi, A planı asla mükemmel olmamalı. A planının daima “beta versiyonu” olmalı. Mükemmel olmasını beklerseniz, hiçbir şey olmaz. “Mükemmel olsun” diye beklemeye kalkarsanız zaman kaybedersiniz. Yolda öğrenin, yolda detayları çözün.
Ardından ekledi:
– Karşı tarafta anlayış varsa “beta” ile çıkın, yolda tamir edin, geliştirin, kanatları takın, uçun ve geliştirmeye devam edin. Ancak, bu süreç sizi batıracak kadar ağır yük getiriyorsa, bırakın.
Müşteri şirketlerden devletin yapması gerekenleri bekliyor
Cem Boyner, müşterilerin, toplumun şirketlerden devletin yapması gerekenleri beklediğini belirtti:
– Kadın hakları konusunda, çocuk konusunda, sokak hayvanları konusunda, ağaçlar konusunda, İstanbul Sözleşmesi konusunda devletin önde gelen kurumlarının gösteremediği sürdürülebilirliği şirketlerden bekliyor müşteriler.
Müşterinin kalbini kazanamayanın satışta zorlandığını vurguladı:
– Bir işe girdiğinizde yüzde 100’ü hedeflememeniz lazım. Ben yüzde 25’i baştan silerim. Çünkü, herkesi kazanayım dersen tamamını da kaybedebilirsin. O nedenle baştan ikna edemeyeceğini gördüğün yüzde 25’i silmek daha doğru olur.
Hiç kimse sonsuz değil yıkıldığın anlar oluyor
Akan Abdula sordu:
– İradenin zorlandığı, tükendiği anlar oldu mu?
Cem Boyner, Yeni Demokrasi Hareketi (YDH) günlerine uzanıp anlattı:
– Hiç kimse sonsuz değildir. Kırıldığın anlar olur, yıkıldığın anlar olur. Geçenlerde Ümit (Boyner) söyledi. YDH döneminde seçimden sonra 3 ay evden çıkmamışım. Neden? Utandım. Çok insana söz vermiştim.