HÜSEYİN GÖKÇE/ANKARA
Finansal kiralama, faktoring, leasing, tasarruf finansman ve finansman olmak üzere toplam 5 ana kategoriden oluşan Finansal Kurumlar 2024 yılı itibarıyla 830 milyar liralık işlem hacmine ulaşırken, bunların müşteri sayıları da 6 milyonun üzerine çıktı. Finansal Kurumlar Birliği çatısı altında bir araya gelen finansal kurumlar, finansman pazarındaki paylarını artırmak için tanıtım toplantıları düzenliyor. Finansal Kurumlar Birliği Başkanı Ali Emre Ballı, yağmurlu günde şemsiyeyi kapatmadıklarını, 5 yıla varan vadelerle şirketlerin yanında olduklarını söyledi.
Finansal Kurumlar Birliği’nin Anadolu Panelleri başlıklı serinin ikinci ayağı Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran’ın ev sahipliğinde Ankara’da gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü EKONOMİ Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar’ın yaptığı panelde, EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ ile Finansal Kurumlar Birliği Başkanı Ali Emre Ballı birer konuşma yaptı.
“Uzun vadelerle reel sektörün destekçisiyiz”
Finansal Kurumlar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Emre Ballı da, Finansal Kurumlar Birliği’nin alternatif finansman modelleriyle ve bankalara göre uzun vadelerle reel sektörün destekçisi olduğunu söyledi. Finansal kurumların yağmurlu günlerde de KOBİ’lerin yanında olduğunu belirten Ballı, finansmana erişimin zorlaştığı dönemde faktöring, leasing, tasarruf finansman, varlık yönetim şirketleri aracılığıyla destekçi olduklarını aktardı. Şirketlerin yüksek faizler yanı sıra limit doluluğu yüzünden finansmana erişemediğini bildiren Ballı, Finansal Kurumlar Birliği çatısı altındaki şirketlerin kredi pazarındaki paylarının giderek arttığını belirtti.
“Yüksek faizle üretim yapmak zor”
Kamuoyunda finansal kurumların yüksek maliyetle fonlama yaptıklarına yönelik algı bulunduğunun altını çizen Ali Emre Ballı, farkın 2-3 puan olduğunu ancak faturalı çeklere ve alacaklara 1 saat içinde ödeme yaptıklarını vurguladı.
“Yüksek faizle üretim yapmak zor ama şirketlerin ayakta kalması gerekiyor” diyen Ballı, “Biz sürekli olarak şirketlerimizin yanındayız, reel sektörün sürekli şikayetlerine sebep olan ‘yağmurlu günde şemsiye kapatma’ uygulamamız yok. Yağmurlu günlerde de finansman ihtiyacı olan şirketlerimizin yanındayız” ifadelerini kullandı. 2024 yılında yüzde 60 büyümesini öngördükleri finansal kurumların 830 milyar liralık işlem hacmine ulaştığı bilgisini veren Ali Emre Ballı, müşteri sayısının ise 6 milyonu aştığını belirtti. Ballı müşterilerine 60 aya kadar vade imkanı sunulabildiğini dile getirdi.
“Merkez Bankası faizde önce asgari ücreti görmek isteyecek”
EKONOMİ Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ ise, kurda önümüzdeki 6 içinde yatay gidiş olacağı şeklindeki öngörüsünü paylaşırken, Merkez Bankası’nın da faiz kararından önce asgari ücreti görmek isteyeceğini bildirdi.
Aynı zamanda Ocak ayında kamu zamları ile enflasyonu da görmek isteyeceğini kaydeden Güldağ, “Ocak ayında kamu zamları ile ocak enflasyonunu da gördükten sonra şubat ayında faiz indirimine geçilmesi olası görünüyor. Reel sektör döviz kredisi ile de çok borçlandı. Reel sektör dövizin artmasından dolayı, borçların da artması nedeniyle endişe duyuyor” dedi.
Piyasadaki değişkenlik yüzünden şirketlerin bütçelerini artık kurşun kalemle yaptığını ifade eden Hakan Güldağ, önceden piyasadaki fazla likiditeyi çekmeye çalışan Merkez Bankası’nın şimdi buna çok karışmadığını ifade etti.
Panelde; Finansal Kurumlar Birliği Başkan Vekilleri Çoşkun Çabuk, Fatma Nurcan Taşdelenler, Gökmen Onbulak katılımcıların sorularını yanıtladılar.
■ ATO Başkanı Gürsel Baran: Üretim gücünün korunması için KOBİ’ler güçlendirilmeli
EKONOMİ Gazetesi ve NTV’nin medya sponsoru olduğu panelin açılışında konuşan ATO Başkanı Gürsel Baran, enflasyonla birlikte faizin de yükselmesinin KOBİ’lerin finansmana erişimini sekteye uğrattığını söyledi. Uygun vadeli finansmanın en önemli koşulunun enflasyonun düşmesi olduğunu belirten Baran, sürdürülebilir büyüme ve kalkınma için milli gelirin en az yüzde 5-10’unun tasarruf edilerek yatırıma dönüştürülmesi gerektiğini aktardı.
Finansmana uygun koşullarda erişimin işletmeler açısından hayati öneme sahip olduğunu belirten Gürsel Baran, “Ekonomi yönetimi, ciddi bir mücadele süreci ile enflasyonu düşürmeye gayret gösteriyor. Toplam girişim içerisinde yüzde 99,7, istihdamda yüzde 70 payı bulunan KOBİ’lerin, toplam kredi içindeki tutarı yüzde 27’lerde kalıyor” dedi.
Türkiye’nin üretim gücünü koruyarak yenilenmesi için KOBİ’lerin güçlendirilmesinin altını çizen Baran, “En büyük ihracat pazarımız Avrupa Birliği’nin, Yeşil Mutabakat doğrultusunda, “Sınırda Karbon Düzenleme” mekanizmasını devreye alması, ekonomimizin bel kemiği durumundaki KOBİ’lerimizin, üretim sistemlerini dönüştürmesini zorunlu kılıyor” ifadelerini kullandı.
Tedarik zincirindeki sıkıntıların da Türkiye gibi gelişmekte olan ülke ekonomilerinin finansmana erişimini zorlaştırdığını ifade eden Baran, “Küresel düzeydeki tüm zorluklara rağmen Türkiye, sahip olduğu güçlü üretim kapasitesi ve genç nüfusuyla ekonomik büyüme ve gelişme açısından büyük fırsatlara sahip. Bu kapsamda, ülkemizdeki sermaye piyasalarının derinleştirilmesi de finansman seçeneklerinin artırılması noktasında fayda sağlayacaktır” şeklinde konuştu.